Son Kızılbaş Şah İsmail Tufan Gündüz









Önsöz 

İranlı tarihçi Abdülhüseyin Nevaî, önemli bir Safevî kroniği olan Tekm iletül-Ahbar’ın girişine Kızılbaşlar hakkında “Genellikle bilgili insanlar değillerdi. Süvarilik, okçuluk, avcılık ve adam öldürmekten başka bir şey bilmezlerdi. Onlar zevk ve eğlenceyle, avcılık, çapulculuk ve zamparalıkla zaman geçirsinler ve hükümet etsinler diye devlet kurumlannda -mecburen- bilgili, devletin gelir ve giderlerini kaydeden, okuyan ve yazan kişiler bulunmalıydı. Bu bilgin sınıf, bir avuç cahü, mütekebbir, çıkarcı ve kaypağa hizmete mecburdular. Bunlara Tacik (=İranlı) deniliyordu.” diye yazmıştı. Bu rahatsız edici sözler bütün İran aydınlan için genellenemezdi elbette. Ancak, Tahran Üniversitesi’nde katıldığım bazı derslerde Kızılbaşlann layıkı veçhile anlatdmadığına, Safevî Devleti’nin kuruluşunda Türk olmayan İranlılann yani Taciklerin ön plana çıkarıldığına şahit olmuştum. Sadece bu değil tabii. Türkiye’de de merhum Faruk Sümer’in Safevî Devleti’nin kuruluşunda Türkmenlerin rolünü inceleyen meşhur kitabından başka hem Kızılbaşlar, hem de Şah İsmail hakkında kapsamlı bir çalışma ortaya konulmadı. Bu yüzden Şah İsmail’in tarihî şahsiyeti ve Kızılbaşlann İran tarihine katkılan Türk araştırmacılar tarafından tam olarak değerlendirilmediğin
den Şah İsmail sadece İran hükümdan olarak tanındı. Kızılbaşlann hareketi ise genellikle görmezden gelindi. Oysa İran’a hâkim olan ve Safevî Devleti’ni kuran güç bütünüyle Kızılbaş TürkmenlerdL Şeyh Cüneyd, Şeyh Haydar ve nihayet Şah İsmail’in çıkışı da aslında başlı başına bir Kızılbaş hareketiydi. Kızılbaşlar pek çok darbeler almış olmalanna rağmen şeyhlerini şah yapma yolundan asla dönmemişlerdi. İsm ail’in şansı, yediği darbelerle daha da güçlenen inanmış bir topluluğun şeyhi olmasıydı. Şeyhlikten şahlığa geçiş onların eseriydi. Şah İsmail sadece İran’a hâkim olmakla yetinmedi. İmamiye Şiası’nı resmî mezhep yapınca İran’daki Kızılbaşlığın hızlı bir şekilde evrilerek Şiiliğe dönüşmesinin yolunu da açtı. Onun halefleri ise Şiîliği bütünüyle İran’a hâkim hale getirdi. Bu yüzden Şah İsmail Kızılbaş hareketinin de sonuncusu oldu. Kızılbaşlar ise Abdülhüseyin Nevaî’nin söylediklerinin aksine ömürlerini işret ve eğlence meclislerinde değil, Şah’ın yolunda ve savaş meydanlarında tükettiler. Bu çalışmanın sonuna pek çok yönüyle uzun ve meşakkatli bir yoldan geçilerek gelindi. Bu yolda teşekkür borçlu olduğum pek çok isim bulunuyor. Fikir veren, yol gösteren, düzeltmelere yardım eden, bazı konulan benimle tartışarak daha uygun ifade etmemi sağlayan bütün dostlanma can u gönülden teşekkür ediyonım. Ailemin sağladığı destek ise her türlü teşekkürün üstündedir.

 Tufan Gündüz Ankara 2010








https://docviewer.yandex.ru/view/0/?page=2&*=wKk3XTVMW%2FRS9LJzeZGjEhqyOQ17InVybCI6InlhLWRpc2stcHVibGljOi8vUUF0VDF0WnAyYlNmdU5vamlCam90MTFMLytreW1uQmRKY3pBbmRqczJ0dHcxTGhSNENRcGhBeGNNYjFrU1RSNnEvSjZicG1SeU9Kb25UM1ZvWG5EYWc9PSIsInRpdGxlIjoiVHVmYW4gR8O8bmTDvHogLSBTb24gS8SxesSxbGJhxZ8gxZ5haCDEsHNtYWlsLnBkZiIsIm5vaWZyYW1lIjpmYWxzZSwidWlkIjoiMCIsInRzIjoxNTg1Mjk0MTg1MDc5LCJ5dSI6IjUxMTIyMTA3NzE1NTE2MTMxNTYifQ%3D%3D&fbclid=IwAR23qwzpkFG8vVXfaRlzA1atND-wSEK9McGiFuHS032O2t0HU3cN2zbd4Hw


Yorumlar

Popüler Yayınlar